| Adımlarımız Yeri Göğü Sarsıyor, İhtilalimiz Büyüyor... |
| | Mahir Çayan | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
TekYolDevrim Bitanecik Admin
Mesaj Sayısı : 349 Kayıt tarihi : 18/04/08
| Konu: Mahir Çayan C.tesi Nis. 19, 2008 4:18 pm | |
| Mahir Çayan
Mahir Çayan (14 Ağustos 1945- 30 Mart 1972), Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi(THKP-C) kurucularından.
Ortaya koyduğu teorileriyle Marksizm-Leninizm'i Türkiye şartlarına uyarlamış, tahliller yapmıştır. 30 Mart 1972'de Kızıldere'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest kalması için yaptığı üç İngiliz teknisyeni kaçırma eylemi sonrasında saklandıkları yerde jandarmayla girdikleri çatışmada 9 arkadaşı ile beraber ölmüştür. Bu eylemden tek sağ kalan kişi Ertuğrul Kürkçü'dür.
Hayatı
Samsun doğumlu olan Mahir Çayan ortaokul ve lise dönemlerini Haydarpaşa Lisesinde istanbul'da devam etti. 1963'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldu. Ertesi yıl Ankara Siyasalda öğrenimine devam etti. Bu dönemde TİP ve FKF'ye (Fikir Kulüpleri Federasyonu) bağlı olan SBF (Siyasal Bilimler Fakültesi) Fikir Kulübüne girdi. 1965'te bu kulübün başkanlığını da üstlandi.
1967'de kısa süreliğine Fransa'ya gitti. Burdaki Sosyalist hareketlerin genel seyri ve içinde bulundukları tartışmaları izledi. 1968'deki 6. filo eylemlerine İzmirde katıldı ve göz altına alındı. Bu dönemde TİP içinde başlayan Mihri Belli'nin savunduğu MDD (Milli Demokratik Devrim) tartışmalarında Mahir Çayan ve daha sonra kurulacak olan THKP-C'nin önder kadrolarıyla tartışmaların içinde aktif şekilde bulundu. Bu tartışma sürecinde TİP adına Zonguldak Ereğli'sinde çalışmalar yürüttü.
Bu geziden sonra ideolojik olarak MDD saflarında yer aldı. TİP ile olan temel ayrılığı Devrim sorunu olarak tarifler. Fransa'da bulunduğu süreçte Latin Amerika silahlı (focoist) mücadelerinden etkilenmiştir. TİP'i bu süreçte yasalcılıkla suçlamış. Türkiyedeki devrim sürecinin ancak silahlı bir mücadeleyle ve kendi özgül koşullarının tespit edilmesiyle olabileceğini savunmuştur. Bu görüşe daha yakın olan Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazılar yazdı. bu dönemde yazdığı önemli yazıları "Revizyonizmin Keskin Kokusu 1", "Revizyonizmin Keskin Kokusu 2" ve "Aren Oportünizminin Niteliği" dir. 31 Mart 1972
1969 yılında Ankara'da yapılan ve adını DEV-GENÇ (Devrimci Gençlik Fedarasyonu) olarak değiştirdiği toplantıda Türkiye Sosyalist hareketinin seyrini değiştirmiştir. 1971 yılında yapılan TİP kongresine katılmamış. TİP çevresinden ve kendi çalışma çevresinde öğrenci ve işçilerle birlikte bir toplantı örgütlemiştir. Mihri Belli ile olan ayrılıkları iyice ortaya çıkmış olmasıyla birlikte yolunu MDD sürecinden ayrılmıştır. Bu ayrışmanın temel noktası aslında MDD tespitinin TİP yasalcılığının başka bir versiyonu olduğu görüşüne varmış. O dönemde Türkiye devrim Sürecini Kesintisiz Devrim I-II-III broşürlerinde dile getirmiş. Türkiye'nin sahip olduğu yapıyı oligarşi olarak tanımlamıştır. Ek olarakta "Türkiye'deki geçmişe nazaran refah seviyesinin artması ile birlikte devlet ve halk arasında bir denge vardır." demiş ve bu dengeyi Suni denge olarak adlandırmıştır. Suni dengeyi de bozmanın ancak silahlı mücadele ile olacağını savunmuştur.
Bu süreçte THKP-C'nin kuruşluşu çalışmalarını sürdürmüştür. Ertuğrul Kürkçü, İlhami Aras, Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir gibi isimlerle örgütün kurulma çalışmalarını sürdürmüştür. Şehir Gerillası modellini benimseyen Mahir Çayan buna uygun bir silahlı eylemlerin planlanmasında ve içinde bizzat bulunmuştur. Çalışmalarını sürdürmek için Şubat 1971'de İstanbul'a geçen Mahir Çayan burda da silahlı eylemlere devam etmiştir. 1 Haziran 1971'de kaldıkları evden kaçarken polisle girdikleri çatışmada Hüseyin Cevahir ölmüştür. Mahir Çayan yaralı olarak ele geçirildi. Daha sonra arkadaşlarıyla birlikte Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçan Mahir Çayan bir süre İstanbul'da saklandı. Ocak 1972 de THKO ile ortak eylem kararı alarak arkadaşları ile birlikte Fatsa'ya geçti. Mart 1972'de Fatsa'da radar istasyonunda çalışan 3 ingiliz teknisyeni kaçırdılar ve THKO (Türkiye Halkın Kurtuluş Ordusu) önderleri Deniz Gezmiş Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın serbest bırakılmasını istediler. Niksar'ın Kızıldere köyünde jandarmayla girdiği çatışmada öldürülmüştür.
Yazıları
Aren Oportünizminin Niteliği
Revizyonizmin Keskin Kokusu-I
Revizyonizmin Keskin Kokusu-II
Sağ Sapma, Devrimci Pratik ve Teori
Yeni Oportünizmin Niteliği Üzerine
ASD'ye Açık Mektup
Yayın Politikamız
Devrimde Sınıfların Mevzilenmesi
Kesintisiz Devrim I
Kesintisiz Devrim II-III
Silahlı Eylemler
12 Subat 1971'de Ankara'da Ziraat Bankasi Küçükesat Subesi soygununa katıldı. 15 Mart 1971'de Türk Ticaret Bankası Erenköy Şubesi soygununa katıldı. 4 Nisan 1971'de işadamları Mete Has ve Talip Aksoy'un kaçırılıp 400 bin liralık fidye alınması eylemini arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdi. 17 Mayıs 1971 günü İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Ephrahim Elrom'un kaçırılmasi eylemini Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir'le birlikte gerçekleştirdi. 1 Haziran 1971'de polisin açtıgı ateş sonunda Hüseyin Cevahir öldü. İntihara teşebbüs eden Mahir Çayan yaralı olarak ele geçti. 26 Mart 1972'de Ünye'deki Radar Üssü'nde çalışan üç İngiliz teknisyeni kaçırdılar. 30 Mart 1972'de girdiği çatışmada öldürüldü.
| |
|
En son TekYolDevrim tarafından Perş. Mayıs 15, 2008 9:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | adalı Test-Mod
Mesaj Sayısı : 325 Nerden : 6 Mayıs 1972 tarihinden Kayıt tarihi : 22/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Salı Nis. 22, 2008 4:45 pm | |
| Kendime örnek aldığım yoldaşım. | |
| | | (*GÖRKEM*) Bize Alışmış
Mesaj Sayısı : 31 Nerden : 68'LER DESTANINDAN... Kayıt tarihi : 22/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Salı Nis. 22, 2008 9:28 pm | |
| İLK EYLEM
Amcası Enver Çayan'ın ifadesine göre Mahir, lise yıllarında Haydarpaşa Lisesi futbol takımında oynuyordu ve Fenerbahçe taraftarıydı. O yıllarda Fenerbahçeli ünlü futbolcu Ömer Boncuk Haydarpaşa Lisesi'nde uzun yıllardan beri öğretmenlik yapmaktaydı ve çok sevilen bir öğretmendi. Mahir lise son sınıftayken, Hürriyet gazetesinin 16 Mart 1963 tarihli nüshasında, birinci sayfadan ''Haydarpaşa Lisesi'nde altı öğrenciye tecavüz edilmiş'' başlıklı bir haber yayımlandı: ''Haydarpaşa Lisesi Müdür Muavini ve müzik öğretmeni, aynı zamanda lisenin pansiyon müdürü, Fenerbahçeli ünlü futbolcu Ömer Boncuk, orta ve lisede okuyan yatılı öğrencilerden altısına, ''Sizi sınıf geçireceğim'' diyerek odasına götürmüş ve tecavüzde bulunmuştur.'' Gazetedeki bu haberi okuyan bine yakın Haydarpaşa Liseli, okullarıyla özdeşleştirdikleri öğretmenleri Ömer Boncuk'a iftira yapıldığına inanarak, vapurla Eminönü'ne geçtiler ve oradan, ellerinde ''Boncuk Ömer Babamız'', ''Boncuksuz Haydarpaşa Olmaz'', ''Boncuk'u İsteriz'', ''İftira etme Hürriyet'' yazılı pankartlarla yürüyerek Hürriyet gazetesinin Cağaloğlu'ndaki binasının önüne geldiler. Burada gazetenin bazı nüshalarını yakan öğrenciler protesto gösterisi yaptılar. Binayı taşlayarak camların kırılmasına neden oldular. Güvenlik güçlerinin olay yerinde çektiği ve gazetelerde yayımlanan fotoğraflardan, olayın önderlerinden birinin de Mahir Çayan olduğu saptandı. Bu olayla Mahir ilk kez yargı karşısına çıktı.
BJK'DE FUTBOLCU
Mahir, liseyi bitirdiği yıl olan 1963'te Beşiktaş kulübünün açtığı genç yetenekler sınavını kazanarak bir süre Beşiktaş Genç Takımı'nda futbol oynadı. Ancak eklem yerlerinin, liseden beri oynadığı futbol nedeniyle kireçlenmesi sonucunda ciddi bir ameliyat geçirdi. Ameliyat sonrasında kendisine bir daha futbol oynayamayacağı söylendi. (Mahir'in BJK'de futbol oynadığı, 1963-1964 sezonunda BJK Genç Takımı Türkiye şampiyonu olmuştu!)
İLK AŞK VE SONRASI
Mahir, ameliyat sonrasında sürekli yattığı günlerde, tam kar apartmanda oturan Sevgi adında bir genç kızla, önceleri pencereden pencereye başlayan bir yakınlaşma yaşar. O ara koltuk değnekleriyle gezebilecek kadar iyileşmiştir. Arkadaşlarının da yardımıyla zaman zaman evden dışarıya çıkarak Selimiye ve Salacak sahilinde Sevgi'yle gezerler, tiyatroya ve sinemaya giderler. Sonraki yıllarda Sevgi büyük bir tutkuyla Mahir'e bağlanır. Öyle ki sırf ona yakın olabilmek için Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Koleji'ne girer ve Ankara'ya yerleşir (Mahir o sırada SBF'dedir). Mahir aynı dönemde, Fen Fakültesi öğrenci Birliği Başkanı Gülten Savaşçı ile tanışır. Gülten Savaşçı, kazandığı bir devlet bursuyla Fransa'ya doktora yapmaya gider ve 1968'in ilk günlerinde yazdığı bir mektupla Mahir'i Fransa'ya davet eder. Mahir ise o sırada bitirme tezini hazırlamaktadır. Pasaportunu çıkartır ve Sevgi'ye haber vermeden Fransa'ya gitmeye hazırlanır. Bu sırada, Gülten'den Mahir'e gönderilen, ''Uçak biletin hazır. Amcana gönderiyorum. Havaalanında seni karşılayacağım'' yazılı bir kart Sevgi'nin eline geçer. Sevgi, Mahir'in Fransa'ya gidişini engellemek için, henüz tamamladığı bitirme tezini saklar. Mahir ve evdeki öteki kişiler tezi ararlar ama bulamazlar. Sonunda Sevgi, ''Eee yeter artık! Ben yatıp uyuyacağım. İşte aradığınız tez burada!'' diyerek apartmanın üçüncü kat›ndaki balkondan aşağıya tezin yazılı olduğu kağıtları hırsla fırlatır. Kağıtlar, dışarıdaki yağmur ve esen fırtınanın sürüklemesiyle dört bir yana dağılır. Mahir, Sevgi'nin elinde aylardan beri hazırladığı tezi görünce tutmak için fırlar ama boşunadır. Kızgınlık ve büyük bir öfkeyle Sevgi'yi yakaladığı gibi balkondan aşağıya atmak ister. Bu sırada içeridekiler yetişir ve Mahir'i engellerler. Birkaç gün sonra Sevgi, Gülten'in Mahir'e göndermiş olduğu uçak biletini bulur ve yırtarak klozete atar. Mahir, daha sonra bileti bularak yapıştırır. Sevgi bunun üzerine evde bulunan tüm hapları içer, ayrıca bileklerini de keser. Sevgi'nin intihar ettiğinin farkına varan Mahir, İstanbul'daki amcasını arar ve ''ne yapayım'' diye sorduğunda amca şu yanıtı verir: ''Hani siz Türkiye'yi kurtaracaktınız! Sabah akşam bir arada toplanıp konuşuyordunuz. Bir kızla baş edip bir sorunu çözemiyor, beni arıyorsunuz!..'' Sevgi iyileştikten sonra İstanbul'a, amca Enver Bey'in yanına gelirler. Amcanın, her ikisiyle konuşmasından sonra 1968 Eylülü'nde Sevgi annesinin yanına döner, Mahir de Fransa'ya gider. Yaklaşık bir yıl sonra Mahir, Kadıköy'de Sevgi'yle karşılaşır. Bir pastaneye giderler ve Mahir niçin ondan ayrılmak istediğini açıklar: ''Ben bu davaya kafamı koydum. Onun için seni yanımda sürüklemek istemedim. Bir gün, benim, gazetelerden öldüğümü okuyacaksın...'' KAYNAKLAR » ''Bir Dönemin Eylemcileri Tartışıyor'', Uğur Mumcu, 9-25 Ağustos 1978, Cumhuriyet gazetesi.
BU DA BENDEN SİZE MAHİR ÇAYAN'LA İLGİLİ BİLGİLER... | |
| | | devrimci_nazlı Gözdemiz
Mesaj Sayısı : 108 Kayıt tarihi : 23/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Çarş. Nis. 23, 2008 2:22 pm | |
| paylaşım için teşekkürler Mahir Çayan hakkında bir çok bilgiye sahiptim ama beşiktaş da oynadığını hiç bilmiyordum | |
| | | adalı Test-Mod
Mesaj Sayısı : 325 Nerden : 6 Mayıs 1972 tarihinden Kayıt tarihi : 22/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Çarş. Nis. 23, 2008 7:23 pm | |
| ya aklımda fenerbahçe diye kalmış! | |
| | | TekYolDevrim Bitanecik Admin
Mesaj Sayısı : 349 Kayıt tarihi : 18/04/08
| | | | adalı Test-Mod
Mesaj Sayısı : 325 Nerden : 6 Mayıs 1972 tarihinden Kayıt tarihi : 22/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Perş. Nis. 24, 2008 7:17 pm | |
| | |
| | | (**UĞUR**) Bize Alışmış
Mesaj Sayısı : 19 Nerden : özgür düşüncelerin kısıtlanmadığı her yerden!!! Kayıt tarihi : 28/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Ptsi Nis. 28, 2008 1:08 pm | |
| paylaşımlar için teşekkürler... | |
| | | adalı Test-Mod
Mesaj Sayısı : 325 Nerden : 6 Mayıs 1972 tarihinden Kayıt tarihi : 22/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Paz Mayıs 18, 2008 7:52 pm | |
| Geçen hafta Babıâli"nin en delifişek isimleri arasında ön sırada gelen Ergin Konuksever"le birlikte çalıştık. Coşkun Aral"ın da “ustam” dediği az sayıdaki gazetecilerden biri olan Konuksever"in hayatını 40 dakikada anlatmaya çalışacağız. Vedat Atasoy ve Murat Toy"un fikri öncülüğünde Coşkun Aral markasıyla yola çıkan Türkiye"nin ilk ve tek belgesel kanalı İZTV"de “Hayatın Notları” kuşağının bir sonraki bölümünde Ergin Konuksever"in film gibi hayatından kesitler izleyeceğiz. Ergin Ağabey Türkiye"de savaş gazeteciliğinin ilk ismi olarak bilinir. Silahlı çatışma haberlerini 1960"lı yılların ilk yarısında Siirt dağlarında eşkıya takibinde yapmıştı. Sonra Filistin kampları, Arap-İsrail savaşı (1967) Kıbrıs Barış Harekatı (1974) İkinci Harekat"ta da Rum birliklerinin bölgesine giren minibüs şoförü yüzünden sırtından kurşunla yaralanıyor. Esir düşüyor. Birleşmiş Milletler"in girişimiyle iade ediliyor. Yanında bulunan arkadaşı Adem Yavuz ise onun kadar “şanslı” olamıyor. Ergin Ağabeyin ameliyatını beklerken hastane bahçesinde bir Rum askerin makineli tüfek ateşiyle ağır yaralanıyor, birkaç gün sonra da hayata veda ediyor. *** Ergin Ağabey"in sıra dışı anıları arasında biri var ki, unutulmaz bir acı halinde hâlâ yüreğinde duruyor. 12 Mart döneminde İstanbul"da Faik Türün “fırtınası” esiyordu. Fırtına-1 ve Fırtına-2 operasyonları sonunda ortalıkta kimseler kalmamış, paşa kimi bulduysa cezaevine tıkmıştı. O tarihte Cumhuriyet gazetesinde çalışan Ergin Konuksever, Maltepe Askeri Cezaevi"ne konulmuş olan İlhan Selçuk"u ziyarete gidiyor. Cezaevinde açık görüş yapıldığından başka tutukluları da görmek imkanı oluyor. Konuksever, yan masada yakınlarıyla görüşen Mahir Çayan"ın yanına gidip hal,hatır soruyor: -Bir ihtiyacın, isteğin var mı? Mahir Çayan “teşekkür” ederek istediğini söylüyor: -Geceleri çok soğuk oluyor, bir kazak yollarsan çok makbule geçer. Konuksever üzerinde bulunan önden üç düğmeli açık mavi kazağını orada çıkartıp, Mahir"e veriyor: -Al bunu giy, ben kendime bir tane alırım… -Sağ ol ağabey! *** Sonraki günlerde Mahirler Maltepe"den tünel kazarak kaçıyorlar. Karabasan günler peş peşe geliyor. Bir avuç genç öğrenci kıstırıldıkları yerlerde, eşit olmayan koşullarda girdikleri çatışmalarda teker teker vurularak öldürülüyorlar. Sağ yakalananlar ise idam sehpalarına doğru sürükleniyorlar. Deniz, Yusuf, Hüseyin"in kesinleşen idam kararları karşısında çaresiz kalan eylemci öğrenciler, Sinop"taki Amerikan Üssü"nde görev yapan ABD"li askerleri kaçırarak, “alın Amerikalıları verin arkadaşlarımızı” pazarlığı için Karadeniz dağlarında gizleniyorlar. Ama onlardan çok güçlü olan 12 Martçılar, kısa sürede yerlerini tespit ediyorlar. 30 Mart 1972 günü Kızıldere"de derme çatma bir köy evinde kıstırdıkları eylemci öğrencileri kuşatıyorlar. Görüşme talebi üzerine evin damına çıkan Mahir, keskin nişancılar tarafından anında vuruluyor. Sonrası bir cehennem oluyor. Gazeteci Ergin Konuksever 30 Mart gecesi Kızıldere köyüne geliyor. Evin zemininde birbirini üzerine yığılı olarak yatan THKP-C önderlerine bakıyor. Birden gözü Mahir"e takılıyor. Konuksever"in Maltepe Cezaevi"nde verdiği üç düğmeli açık mavi kazak kan içinde Mahir"in üzerinde duruyor! | |
| | | Devrmici_Deniz Moderatör
Mesaj Sayısı : 426 Yaş : 28 Nerden : Tam Bağımsız Türkiye'den Meslek : Devrimci Öğrenci Kayıt tarihi : 20/04/08
| Konu: Geri: Mahir Çayan Salı Haz. 10, 2008 10:26 pm | |
| - devrimci_nazlı demiş ki:
- paylaşım için teşekkürler Mahir Çayan hakkında bir çok bilgiye sahiptim ama beşiktaş da oynadığını hiç bilmiyordum
Evet, ben de bilmiyordum. | |
| | | | Mahir Çayan | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|