Ernesto Bitanemiz
Mesaj Sayısı : 201 Kayıt tarihi : 28/04/08
| Konu: Devletin borçlanmasına gerek kalmadı Paz Mayıs 11, 2008 6:46 pm | |
| Devletin borçlanmasına gerek kalmadı Devlet Bakanı Şimşek, kamu borçlanma gereğinin ortadan kalktığını söyleyerek hükümetlerinin bu konudaki başarısıyla övündü. Hem özel sektör borçlanmasının hem de tüketici kredilerinin muazzam bir artış gösterdiği bir dönemde devlet yönetmeyi fon yönetmekle karıştıran bakanın açıklaması şaşkınlık yarattı. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in, "İlk defa son bir kaç yıldır Türkiye'de borçlanma gereği yok. Tam aksine borçları o anlamda azaltmaya başlıyoruz" sözleri hayretle karşılandı. Hem özel sektör borçlarının hem de tüketici kredilerinin büyük bir artış gösterdiği bir dönemde bakanın "borçlanma gereği"nin ortadan kalkmasıyla övünmesinin sorumsuzluktan mı cehaletten mi kaynaklandığı tartışılıyor. Bakanın aynı konuşma içinde hem kamu borçlanma gereğinin ortadan kalkmasıyla hem de banka bilançolarında kerdilerin payının yüzde 23'ten yüzde 50'ye çıkmasıyla övünmesi Şimşek için üçüncü bir sıfat aranışını gündeme getirdi.Yaşasın borçlanma gereği azalıyor! Bir süredir kendini Doğu ve Güneydoğu Anadolu yollarına vuran Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dün Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası'nda "Türkiye Ekonomis Kazanımlar, Hedefler ve Orta Vadeli Görünüm" konulu bir konferans verdi. Türkiye'de siyasi istikrarın korunması ve birtakım yapısal reform uygulamalarının devam etmesi halinde ülkenin uzun dönemli bir yükselen trendde bulunacağını ileri süren Şimşek, "Türkiye uzun yıllar sonra evini düzene koymaya başladı. Yani ilk defa Türkiye bütçesinin iki ucunu bir araya getirmeye çalışıyor. Belki Osmanlı'dan bu yana çok ciddi bir çaba içerisinde" dedi. Son 3 yıldır, geçen yıl da dahil; iki seçimden, bir kuraklıktan geçilmesine rağmen başında olduğu Hazine'nin borçlanma gereğinin "0" olduğunu, açığı özelleştirme ve diğer kaynaklardan kapattıklarını anlatan Şimşek, şöyle konuştu: İlk defa son bir kaç yıldır Türkiye'de borçlanma gereği yok. Tam aksine borçları o anlamda azaltmaya başlıyoruz. Hazine'nin, tüm devlet kuruluşlarının üniversiteler de dahil olmak üzere kamu sektörünün toplam iç ve dış borcu yıllardır Türkiye'de yükseliyordu. Son 4 yıldır aşağı doğru inmeye başladı. Mutlak bazda borçlar inmeye başlamış. Türkiye hem net hem de brüt olarak gerçekten borcunu azaltmıştır. Eskiden herkes çalışıyor, kazancın yüzde 15'i faize gidiyordu. Şimdi yüzde 5,7'si gidiyor."
Bakanın konuşmasında iki seçim bir kuraklık arasında satılanların listesini ise vermedi. Türkiye tarihinin en fazla satışını yapan hükümetin yeni satışlar ve yeni para girişleri olmadan yine Türkiye tarihinin en büyük borç stokunu nasıl çevireceği de yine konuşmada girilmeyen konulardan biri olarak dikkat çekti.
Yaşasın borçluluk artıyor! Şimşek konuşmasının devamında, kamu finansmanı dengelerini oturturken bankacılık sektöründe de iyileştirmelerin yaşanmasını sağladıklarını iddia etti. Daha önce bankaların dövizle borçlanıp, TL cinsinden fon alarak devlete borç verip kazanmaya çalıştıklarını söyleyen Şimşek, "Biz borçlanma ihtiyacını azaltınca bu defa daha fazla kredi vermeye yöneldik. 2002'de bilançolarının yüzde 23'ünü kredi verirken şimdi yüzde 50 oldu. Varlıkları arttı, krediler çok çok daha arttı. İlk defa uzun bir süredir bankalar asli görevlerine dönmeye, kredi vermeye başladılar. Geçmişe göre bu sektör çok daha sağlıklı" dedi.
Bankaların izlemelere başladıkları, hem özel sektör tarafından kullanılan kurumsal krediler hem de ev kredilerinin önemli bir orana ulaştığı tüketici kredilerinde ciddi sıkıntılar olduğu biliniyor. Şimşek'in bankacılık sektörünün denetimsiz ve kontrolsüz bir şekilde dağıttığı kredilerin en az 2001 yılı kadar riskli bir tablo yarattığını görmezden gelip sektörün "sağlıklı" bir yapıya kavuşturulduğunu iddia etmesi özellikle finans sektörünü yakından takip edenler açısından gülünç olarak değerlendiriliyor. Özel sektör dış borcu 160 milyar doları buldu Nisan sonu itibariyle özel sektör dış borcu 160 milyara yaklaştı. IMF de dahil olmak üzere içeriden ve dışarıdan pek kurum ve kişinin sürekli uyarı yaptığı bir başlık haline özel sektör dış borcu, hem Hazine hem de bankacılık sistemi açısından en büyük risk kalemlerinden biri. Bankacılık sisteminin sadece kendi kullandırdığı kredilerin riskini taşımadığı, geçmiş krizlerden farklı olarak teminat mektupları üzerinde yurtdışındaki finans kuruluşlarından kredi kullanan özel sektörün riskini de taşıdığı ve bu riskin ilgili mercilerin bu konuda bir enstrüman geliştirmemiş olmasından ötürü ölçülemediği de kaydediliyor.
www.sol.org.tr den alıntıdır... | |
|